Monologlar yalnızca olay örgüsünü ilerletmekle ilgili değildir; başlı başına bir sanat formudur. Tıpkı bir ressamın canlı bir manzara yaratmak için fırça darbelerini kullanması üzere, uygun yazılmış bir monolog da zihnimizde bir fotoğraf çizerek bizi öykünün kalbine taşır. Unutulmaz en âlâ 10 sinema monologları için içeriğimize göz atabilirsiniz.
1. “Rüzgar Üzere Geçti” (1939)
Rhett Butler’ın ‘Açıkçası canım, hiç umurumda değil’ dediği anı hatırlıyor musunuz? Muhtemelen sinema tarihinin en ikonik repliklerinden biridir ve karakterin kalp kırıklığı karşısındaki hayal kırıklığını ve meydan okumasını özetler.
2. “The Godfather” (1972)
Marlon Brando’nun ‘Baba’ sinemasındaki unutulmaz monoloğu, sinemalarda konuşmanın gücünü bir kere daha örnekliyor. ‘Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım’ cümlesini sakin ve abartısız bir biçimde söylemesi onlarca yıl boyunca izleyicilerde yankı uyandırmıştır.
3. “Kara Şövalye” (2008)
‘Kara Şövalye ‘de Heath Ledger’ın Joker rolündeki tüyler ürpertici monoloğu karakterin kaotik zihnini anlamamızı sağladı. ‘Gerçekten planı olan bir adama benziyor muyum?’ diye sorarak hala tüylerimizi diken diken eden unutulmaz bir an yarattı.
4. “There Will Be Blood” (2007)
Daniel Day-Lewis’in ‘There Will Be Blood ‘da ‘Milkshake’ini içiyorum’ dediği ağır monolog, bir karakterin en karanlık dileklerini ve niyetlerini ortaya çıkarmak için sözlerin ham gücünü gösteriyor.
5. “Aslan Kral” (1994)
Mufasa’nın ‘Aslan Kral ‘daki dokunaklı monoloğunu kim unutabilir? Genç Simba’ya söylediği ‘Kim olduğunu unutma’ kelamları, köklerimiz ve kıymetlerimiz hakkında güçlü bir hatırlatma fonksiyonu görerek, yaşı ve vakti aşan bir ders niteliği taşıyor.
6. “Ratatouille” (2007)
Pixar’ın ‘Ratatouille’ sinemasında Anton Ego’nun tenkit ve sanatın gücü hakkındaki monoloğu, animasyon sinemalarının sunabileceği derinliği vurgulayarak hem yetişkinler hem de çocuklar ortasında yankı uyandıran derin bir ileti veriyor.
7. “Taksi Şoförü” (1976)
Robert De Niro’nun bu klasik sinemada Travis Bickle’ı canlandırdığı monolog, tanınan kültürün bir modülü haline gelmiştir. Meşhur ‘Benimle mi konuşuyorsun?’ repliği sinema ve televizyonda sayısız defa taklit edilmiş ve referans gösterilmiştir.
8. “Birkaç Güzel Adam” (1992)
Bu askeri mahkeme dramasında, Jack Nicholson’ın karakteri Albay Nathan Jessup güçlü bir monolog sunar. ‘Gerçekle başa çıkamazsın!’ repliği sinema tarihinin en unutulmaz anlarından biri olmaya devam ediyor.
9. “Ucuz Roman” (1994)
Samuel L. Jackson’ın Jules Winnfield rolünde Hezekiel 25:17’yi okuduğu monolog, Quentin Tarantino’nun ikonik sinemasının en kıymetli anlarından biridir. Jackson’ın ağır performansı monoloğa derinlik katarak onu klasik bir sinema anı haline getirdi.
10. “Şeytan Marka Giyer” (2006)
Meryl Streep’in Miranda Priestly rolünde modanın ehemmiyeti ve tesiri hakkındaki monoloğu hem zorlayıcı hem de aydınlatıcı. Karakterin zihnine bir bakış sunuyor, işine olan tutkusunu ve moda sanayisine dair anlayışını gösteriyor.
