İzleyicilerden Geçer Not Alamayıp “Korku” Kategorisinde Sınıfta Kalmış 20 Dizi

Netlix dizisi olan 1989, yayınlandığı günden itibaren izleyicilerde büyük bir merak uyandırdı. Fakat dizi o kadar yavaş ilerliyor ki birçok izleyici, diziden sıkıldığını ve devam edemediğini söyledi. Dizi ayrıyeten endişe elementleri bakımından da zayıf bulundu.

Ryan Murphy’nin American Horror Story, bu jenerasyonun en tanınan cins serilerinden biri haline geldiği aşikar. American Horror Story’nin birinci dönemi olan Murder House epeyce güçlü bir çıkış yaptı lakin halefi olan Asylum döneminden sonra dizi, izleyicilerin tenkitlerine maruz kaldı.

Slasher, mutlaka birtakım sert dehşet hayranlarını tatmin edecek sahneler içeriyor. Lakin dizide nedensiz cinayetler var ve bu nedensiz infazların altında pek de bir şey yok. Dehşet çeşidi ekseriyetle sebepsiz şiddet içerimesi nedeniyle eleştiriliyor ve Slasher üzere diziler de maalesef bu klişeyi besliyor.

Scream, sinematik köklerine geri döndü ve her zamankinden daha popüler! İkinci dönemde ivme kazanan dizi, kaynak malzemesine kıyasla ne yazık ki sönük kalıyor. Scream’in yeni bir kıssayla başlayan üçüncü dönemi, potansiyelini heba etti ve en çok hayal kırıklığı yaratan dönem oldu diyebiliriz.

Friday the 13th ve A Nightmare on Elm Street, kaygı dünyasının en ikonik slasher serilerinden ikisi olmaya devam ediyor. Ancak dizide anlatılan ilişkisiz dehşet kıssaları seyir keyfini düşürüyor.

İki genç antikacı sahibi, lanetli antikaları kurtarmaya çalışıyor. Lakin üstte da belirttiğimiz üzere, bu dizi de korkuseverleri pek tatmin edemedi.

The Chilling Adventures of Sabrina güçlü bir yerden başlıyor ve Kiernan Shipka başrolde resmen parlıyor. Lakin dehşet ögeleri liseli melodramı lehine yumuşatıldığı için dizi, sık sık tenkitlere maruz kalıyor.

The Strain birinci çıktığında, doğaüstüne isimli tıp yaklaşımı uygulayan çığır açan bir endişe içeriğiydi. Lakin Strain’in asi karakter takımı o kadar geniş ki izleyiciler bir noktada sıkıldıklarını argüman ediyor.

Hemlock Grove, Netflix’in birinci yepyeni dizilerinden biriydi ve farklı şartlar altında çok kıymetli bir televizyon tipi haline gelebilirdi. Dizi, üç dönem sürdü. Hemlock Grove’da, mahallî bir cinayet, doğaüstü göründüğü için izleyicileri şaşırtmayı başarmıştı lakin endişe elementlerini tesirli bir biçimde sürece konusunda sınıfta kaldı.

George R.R Martin’in yazdığı novelladan uyarlanan dizi, 2093 yılında geçiyor ve Nightflyer isimli uzay gemisindeki mürettebatın maceralarını anlatıyor. Bilimkurgu- dehşet bandında ilerleyen dizi, güçlü bir karakterin olmaması istikametinden eksi puan aldı ve üzerine fazla düşünemeyeceğiniz ‘çerezlik’ dizi olarak kaldı.

Little Marvin tarafından yaratılan ve yönetici yapımcılığını Lena Waithe’nin üstlendiği Them, toplumsal önyargıları ve dar görüşlü bireylerden kaynaklanan somut ‘terörleri’ sert bir halde inceleyen bir dehşet dizisi. Dizi kıymetli bildiriler veriyor lakin bu iletileri sert bir biçimde iletmesi, birden fazla izleyicide vaaz dinliyor tesiri yarattı.

HBO’nun True Blood’ı, gotik kaygı ile romantizmi şakacı bir biçimde karıştırıyor. Sookie Stackhouse kendini vampirik bir aşk üçgeninin merkezinde bulur; kurtadamlar, hal değiştirenler ve periler dehşet buzdağının görünen kısmı haline gelir. Dizinin romantizme kayan tarafı pek çok korkuseveri rahatsız etmiş olacak ki bu hususta çok eleştiriliyor.

Çıktığı günden itibaren herkesi ekrana kitleyen Wednesday, hayli başarılı bir üretim, hepimiz de severek izledik. Lakin diziyi kaygı dizisi olarak incelediğimizde pek de tatmin edici değildi.

Aynı Wednesday üzere, Stranger Things’i de kaygı dizisi olarak kıymetlendiren bir kitle mevcut. Dizinin sağlam bir izleyici kitlesi olduğu aşikar ancak Stranger Things’e siz ne ölçüde kaygı dizisi derseniz bilemiyoruz!

Ağır soluklu olarak ilerleyen dizi, sonunda büyük bir olay sunacak üzere başlıyor fakat pek çok izleyici, dizinin sonunun çok kolay kaldığını tabir ediyor. Spoiler vermeyelim lakin dizinin sonu biraz ruhlar alemine bağlanıyor.

Walking Dead’in birinci dönemleri rekor kıran bir izleyici kitlesine sahipti lakin dizinin izleyici kitlesini genişletme dileği, var olan kitlesini rahatsız etmeye başladı. The Walking Dead on yılı aşkın bir müddettir yayınlandı. Dizinin birçok izleyicisi ise karakterlerden ve onların dünyalarından sıkıldıklarını tabir etti.

Aynı The Walking Dead üzere, zombi istilasını bahis alan dizi, ‘korku sinemalarında çok fazla kan oluyor’ klişesini desteklediği için izleyicilerden geçer not alamadı.

Hayattan bıkmış ve penceresinin önünden dışarıyı izlerken bir cinayete şahit olan bir bayanın öyküsünü anlatan dizi, husus bakımından hayli klişe bulundu. Lakin dizinin yüksek tansiyonlu olması puanını bi’ tık arttırdı desek yeridir.

‘Çerezlik’ dizi kategorisinde olan bu dizi, babalarının öldürülmesinden sonra baba konutlarına dönen ve kendilerine özel güçler veren anahtarlar keşfeden 3 kardeşin öyküsünü anlatıyor. Dizi epey akıcı olsa da tıpkı Wednesday ve Stranger Things üzere endişe dizisi olarak bedellendirilemez üzere geldi bize.

Neredeyse herkesin izlediği birinci yabancı dizilerden biri olan Vampir Günlükleri ile listemizi kapatalım. Bu diziye de ne kadar endişe dizisi klasmanına alacağınız size kalmış!